DOLAR 26,5363 2.95%
EURO 28,6156 2.75%
ALTIN 1.633,603,11
BITCOIN 6910032,45%
İstanbul
28°

AÇIK

04:43

İMSAK'A KALAN SÜRE

Zamanın gör dediği…

Zamanın gör dediği…

ABONE OL
29 Ekim 2023 20:51
Zamanın gör dediği…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Merhaba; geçen hafta hem gündemin yoğunluğu hem de iş yoğunluğu nedeniyle sizlere ulaşamadım. Hakkınızı helal edin affedin. Bugün ise egemenliğimizin, kahramanlığımızın, kurtuluşumuzun ve geleceğimize attığımız büyük adımın 100. Yaşını bütün ülkede hatta dünyada, özellikle Türk dünyasında coşku ile kutluyoruz. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde şahlanmış bir milletin haykırışını, azmini ve kudretini bütün dünya ibret ile izlemiş ve karşısında çaresiz kalmıştır. Şairin de aktardığı gibi medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar bize yüzyılımızı görmeyeceğimizi dikte ederek tehditler savurmasına rağmen milletçe imdi dimdik ayakta ve geleceğine umutla bakarak milli atılımlarla emin adımlarla yürüyoruz. Değerli bir büyüğümüzün ilettiği üzere, “Töresi adalet, duruşu celadet, ikramı letafet olan aziz ve necip bir milletin on bin yıllık son durağı Türkiye Cumhuriyeti, geçmişten aldığı asil emaneti geleceğe güvenle, dünyanın yeniden merkez ülkesi olarak bilimsel devrimleri başarıp, zamanın ruhu ve aklını doğru kavrayıp anlam katan, hayatın bütün alanlarında güçlü ve tam bağımsız hüviyetiyle taşımaya azimli ve kararlıdır. İnsanlığa evrensel bir mesaj verebilecekse bu; yine bu milletin sadası ile olacaktır. Ne mutlu geleceğe Türk Devleti ile bakanlara! Ne mutlu yarınını Türk milletiyle yazanlara! Ne mutlu varlığını Türk yurduna adayanlara! Ne mutlu Türk’üm diyene! Yaşasın Türkiye! Yüz yaşın ebediyete erişsin Türkiye!”
Tabi karşımızda bunu kabullenemeyen tek dişi kalmış canavarlar var…
Amerika’nın Ortadoğu varlığının öncesi…
1. Bağımsızlığını korumak için ekonomik kalkınma çabası içine giren Orta Doğu (Güney Batı Asya) ülkelerine ekonomik yardım yapmak.
2. Bunlardan isteyen ülkelere askeri yardım yapmak.
3. Bu ülkelerin istemeleri şartıyla, milletlerarası komünizmin kontrolü altında bulunan bir ülkeden gelecek açık silahlı saldırılar karşısında, silahlı kuvvetlerinin kullanılması.
Bütün bunlar Rusya’dan ve komünizmin etkisine girebilecek ülkelerin enerji alanlarını ele geçirmesinden korkan Amerikan başkanı Eisenhower’ın kongreden kendisine yetki verilmesini istediği Orta doğu doktrininin başlıklarıydı. Tarihler 9 Mart 1957’yi göstermekteydi. Aslında yıllardır bölgede sadece misyonerlik faaliyetleri gösteren Amerika, bu saten sonra orta doğuda her türlü yetkiyi ele geçirmek için atağa geçmiş ve buna benzer ve hatta çok şiddetli doktrinler uygulamaya başlamıştı. İngiliz ve Fransız hâkimiyetlerinin bıraktıkları boşluğu doldurmak için Rusya’nın karşısına dikiliyordu. Eisenhower’ın istediği yetkilerden, özellikle Amerikan askerinin kullanılmasına ilişkin bölümü, kongrede kabul görmese de hem Temsilciler Meclisinde (30 Mart) hem de Senatoda (5 Ocak), büyük oy çoğunluğu ile kabul edildi. İşte o zamandan sonra Amerika bölgedeki faaliyetlerini arttırmaya başladı. 22 Mart 1957 günü Türkiye Eisenhower doktrinine katıldığını, ayrıca bölgede gerçekleştirebilmek için hazır olduğunu açıkladı. Türkiye’nin tepkisi tamamen ekonomikti. Tabii ki Rusya bölgedeki ülkeleri esir alma çabası olarak nitelendirdiği bu doktrini reddederek 7 Ocak’ta resmi bir bildirim yayınladı. Bölge çok karışık idi. İlk şiddetli tepki Mısır’dan geldi. Suriye, Ürdün ve Suudi Arabistan takip etti ise de, çok az zaman sonra Suudiler saf değiştirdi. Eisenhower Doktrini’ni uygun bulduğunu bildirdi. Çünkü ortada İsrail-Rusya ikilemi vardı. Ekonomik sıkıntılar ile boğuşan Lübnan’ın arkasından Pakistan, Irak, Türkiye ve Yunanistan, Eisenhower Doktrini’ni kabul ettiklerini açıkladılar. Bunlardan sonra Afganistan, Libya, Tunus ve Fas, en sonunda İsrail bu Doktrini kabul ettiklerini bildirdiler. Sadece bir yüzyıl önce İngiliz sömürgesine karşı iç savaştan çıkmış bir devletin, nasıl olup kısa bir zamanda dünya siyasetine yön verecek güce ulaşmış olması irdelenecek bir konudur. Daha Amerika kurulmadan Güneybatı Asyada (Orta doğu) İran Safevi devleti ile Osmanlı İmparatorluğu hâkimiyet için savaşıyordu. 16. yüzyıl başlarından 1. Dünya savaşı yıllarına kadar, Osmanlı hâkimiyetinde adalet ile yaşayan bölge insanları bu doktrin ile adeta cehennemi yaşayacakları bir döneme uyanıyorlardı. Bu eziyete Türk dünyası da tanık olacaktı. Bütün batı medeniyeti burada elim ve acı verici planlar kuruyordu. Emperyalizmin en üst noktası Amerika bu emelini demokrasi ve huzur arkasına sığınarak doktrinler üretmeye devam etti. 11 Eylül bu çabalarının had safhası olarak karşımıza çıkıyor. Ben her olayda özellikle ülkemizdeki ve orta doğudaki birçok olayda hep aynı soruyu sorarım. Acaba kime yaradı? Aynı Amerika yıllar boyunca gözümüzün önünde, Afganistan’dan Irak’a, Pakistan’dan Suriye’ye, Libya’dan Mısır’a pek çok yere sözde demokrasi ve yardım bahanesiyle müdahale etti doktrin uyguladı. Amaç ne miydi? Türk dünyasını saf dışı bırakmak. Sürekli istikrarsız bir ortamda, katil bir terör örgütünün yani sözde İsrail devletinin meşruluğunu sağlamak. Bugün kameralar karşısında verdikleri pozlar verdikleri demeçler ve sonsuz destekler, ikiyüzlü yaklaşımlar, yıllar önce attıkları adımların neticesi. Daha dün Ukrayna’da siviller ölünce insanlık suçu çığırtkanlığı yapıp timsah gözyaşları dökenler, bugün maalesef Filistin’de “savaşta siviller ölür” yüzsüzlüğünü gösteriyor. Bu gücü nereden alıyorlar? Ya da şunu soralım. Son yıllarda Rusya ekseni ile enerji merkezi olma yolunda yürüyen, Azerbaycan desteği ile yıllarca çözülemeyen Karabağ sorununu çözebilen, özellikle kuzey Suriye’de batının özellikle Amerika’nın bütün oyunlarını bozarak terör odaklarını darmadağın eden, tahıl koridoru anlaşması ile gıda krizine çözüm bulan, doğu Akdeniz’de gücünü sürekli arttıran, milli atılımlarla tam bağımsızlığa ilerlerken bölgesinde söz sahibi olan, geçmişten aldığı mirasını geleceğe aktarabilen bir anlayışla şahlanan korkusuz ve masada söz sahibi Türkiye’nin önünü nasıl kesebiliriz? Kesemezsiniz! Artık sizin için çok geç…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.